GEÇTİĞİMİZ hafta Goran Ivaniseviç, Thomas Muster ve Pat Cash gibi efsanelerin katıldığı Turkcell Legends Cup’ın yapıldığı TED Kulübü kortları, aynı tarihlerde bir başka önemli turnuvaya daha ev sahipliği yaptı:

Türkiye Kulüplerarası Birinci Lig Play-Off Müsabakaları.

bt_29_1Önemli diyoruz çünkü, tenise yön verenler, tenis kulüpleridir. Altyapıdan itibaren bütün tenisçileri yetiştirip, onları bünyelerinde barındırır ve tenis oynamaları için gerekli imkanları sağlarlar. Daha doğru bir deyişle kulüpler tenisin can damarıdır.

Ancak TED Kulübü kortlarında şampiyonluk için ter döken bazı tenis kulüplerimizin hali gerçekten içler acısıydı...

Mesela bir kulübümüz, oyuncu bulamadığı için, takım listesinde 40 yaşını aşıp 50 yaşına gelmiş veteran tenisçilere yer vermişti.

Bir başka kulübümüz ise yine Birinci Lig seviyesinde oyuncu bulamadığı için, kadrosuna çocuk yaştaki gençleri almıştı.

Performans tenisi çağını çoktan geride bırakanların ve katıldığı turnuvanın önemini anlamayacak kadar küçük yaşta olanların sergilediği gayri ciddi görüntüler adı Türkiye Kulüplerarası Birinci Lig Şampiyonası olan bu organizasyona gölge düşürdü.

Şampiyonadaki bu tabloyu gördükten sonra, "Türk tenisi ilerliyor mu, ilerlemiyor mu?" sorusunun cevabını size bırakıyorum. Maçlara falan gerek kalmadan, bazı kulüplerin kadrolarındaki tenisçilerin yaşları bile şampiyonanın kalitesini anlatmaya yetiyor. Şimdi gelelim, bu moral bozucu tablonun en önemli sebebine...

8 yıldır ana sponsor bulamadılar

Aralıksız 8 yıldır Tenis Federasyonu'nun başında olan mevcut yönetim kurulu, maalesef Birinci Tenis Ligi'ne ana sponsor bulamadı. Kulüpler bu şampiyonadan, federasyonun verdiği kupa, teşekkür mektubu ve madalyanın dışında maddi anlamda hiçbir şey kazanamıyor. Oysa her yıl 100 bin YTL veren bir ana sponsor bulunsa ve federasyon da bu parayı ilk 3'e, hatta Play-Off'a katılan bütün kulüplere belli oranlarda dağıtsa, kulüpler de kendilerine çekidüzen verip, olması gereken kadrolarla mücadele ederler. Hadi sponsor bulunamadı, federasyonun kasasında bu para var mı? Bence var... Bu durumda aklımıza şu soru geliyor;

"Acaba Birinci Tenis Ligi, federasyon için bir angarya mı?"

Yabancı transferi artık gereksiz

Kulüplerimizin bu şampiyona için yaptığı yabancı tenisçi transferleri, tartışılması gereken ayrı bir konu. Şampiyonayı ciddiye alan ve kazandıkları taktirde Türkiye'yi Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda temsil etme hakkına sahip olan kulüpler Play-Off için bir haftalığına yurt dışından tenisçi transfer ediyor. Ancak artık Şampiyon Kulüpler Kupası etkinliği de yapılmıyor. Nedeni basit; Avrupa Tenis Birliği (ET), organizasyona katılan kulüplere maddi destek vermiyor. Avrupalı kulüpler de bu nedenle turnuvaya katılmamaya başladı. Bu durumda kulüplerimizin yabancı tenisçi transfer etmesinin pek anlamı kalmadı.

Örneğin şimdi kulübümüzün birine yabancı bir tenisçi geliyor; bir haftada 2-3 maç yapıyor, kazanıyor ya da kaybediyor, kimsenin hesap sorduğu falan yok. Oynadığı takımların isimlerini dahi öğrenmeden, parasını alıp çekip gidiyor. Diğer taraftan aynı kulübün 12 ay boyunca yiyip içirdiği, antrenman imkanı sağladığı, topunu, raketini verdiğini, maaşını, okul parasını ödediği tenisçisi kadro dışı kalıyor. Üstelik kulübün kendi tenisçisine harcadığı yıllık bütçe yabancıya verilenin çok daha fazlası. Türk tenisi böyle mi ilerleyecek?

Engin KRATZER 27 Temmuz 2008  

ek

Engin Kratzerin diğer yazıları için




Yazının linki: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/lastnews.aspx?docid=9525038  
düzenleme Ali AYAZ 28-7-2008


hurgazlogo

 
   
   
   
Türkiye Tenis Federasyonu
Click for English
Click for English
Haberlere Ait Arşivimize Ulaşmak İçin Tıklayın...