Grand Slam Turnuva Haber ve Yorumları
28 Ocak 08
|
Novak Djokovic ve Roger Federer Baştan belirtelim; bu yazıda ''Kral öldü, yaşasın yeni kral!'' gibilerinden bir tavır takınmayı düşünmüyorum. 8 Ağustos 1981 tarihinde doğan Roger Federer 2 Şubat 2004'te ATP Sıralaması'nın zirvesine geçti ve o zamandan beri inmiyor. Tarihin bize gösterdiği en iyi tenisçilerden birisi olması bir kenara, rakipsizliğinden dolayı da ''abartıldığından'' yakınıldı, yeteri kadar iyi bir tenisçi olmadığı iddia edildi. Tahmin ettiğim odur ki; rakipsizlik en az izleyiciler kadar Roger Federer'in de canını sıkmıştır. Andy Roddick, Marat Safin derken 1985 sonrası doğan yetenekli tenisçilerin yetişmesi Roger Federer'i zorladı, tenisi daha izlenilir kıldı. Rafael Nadal'ın Franas Açık'ta arka arkaya iki kez finalde Roger Federer'i yenmesi ve Federer'in şu ana kadar Roland Garros'u kazanamamış olması erkekler tenisinin en önemli olayıydı belki de. ![]() Erkekler tenisinde önümüzdeki beş yılın büyük bir aksilik olmazsa Novak Djokovic-Roger Federer mücadelesiyle geçeceğini tahmin ediyorduk. Mücadelenin kızışması hemen 2008 başında başladı. Avustralya Açık Yarı Finali'nde dünyanın en iyi tenisçiyle dünyanın üç numarası karşı karşıya geldiler. Bu karşılaşma öncesi duruma bakarsak; Roger Federer sakatlıktan çıkmış ve ciddi bir hazırlık yapmadan turnuvaya gelmişti. İlk turlarda fırtına gibi esse de üçüncü turda -yine genç bir Sırp olan- Janko Tipsarevic'e karşı çok zorlu bir maç oynadı ve 2-1'den gelip kazandı. Djokovic ise set bile kaybetmeden yarı finale geldi ve çok formdaydı. Yetenekleri zaten ortada; 20 yaşında dünyanın en iyi üçüncü tenisçisi. Dünkü ''erken final'' bu ortamda başladı. Roger Federer ilk sette rakibine üstünlük sağlasa da rakibinin gençliği ve yetenekleri karşısında tutunamadı ve kaybetti. İkinci sette rakibini sürklase eden Djokovic, üçüncü seti de tie-breakle kazandı ve finale yükseldi. Bu maçta Novak rakibinden çok daha üstün oynadı, Amerika Açık'tan sonra eksik olan tecrübesini de bayağı doldurduğunu ve kritik toplarda korkmadığını gördük. Bu maçtan sonra medyamızda genel olarak seslendirilen ''Kral (Federer) öldü, yaşasın yeni kral (Djokovic) !'' sözünün gerçek olmadığına inanıyorum. Roger Federer üstüste dokuz kez Grand Slam finali oynadıktan sonra bu kez finale kalmadı. Bu demek değildir ki; Federer bir daha final oynayamaz, yeni domine edici güç Novak Djokovic'tir. Roger Federer arka arkaya beş kez kazandığı Wimbledon'da veya dört kez kazandığı Amerika Açık'ta yenilmeden, bu yıllarca devam etmeden ''kral''ın öldüğünden bahsedemeyiz. Roger Federer, eski kral Pete Sampras'ı yendi, Şubat 2004'ten beri zirvedeki yerini korudu, kariyerinin ve performansının zirvesinde olduğu yıllarda. Dünkü maçta Federer için ''Kazanmak için doğmuş'' deniyordu. Federer ''kazanmak''tan öte ''dünya starı olmak için doğmuş'' sanırım. Kendini sürekli geliştiren, rakiplerini küçümsemeyen, olağanüstü bir konsantrasyonla oynayan, en zor pozisyonlarda en müthiş vuruşları yapma kabiliyetine sahip olan bu adam; sporun hangi alanında çalışsaydı süperstar olurdu. Dünkü maçtan çıkan en önemli gerçek; önümüzdeki beş yılın müthiş Federer-Djokovic rekabetine sahne olacağı tezimi kuvvetlendirmesidir. Djokovic'in müthiş kendine güveni ve iki tenisçinin de yetenekleri harikaydı. Bu yıl boyunca, gelecek yıllar boyunca keyifle izleyeceğiz. Hadi bakalım... Arif ŞAHİN |
11 Eylül 07 |
Dedi ki: ''Ben Novak'' Konumuzun tenis olduğunu belirterek başlayalım yazımıza. Evet, dün geceki görkemli finali Novak Djokovic efsanevi bir şekilde kazansaydı bu yazıyı çok daha iştahlı bir şekilde yazacaktım. Kupa hiç de sürpriz olmayan bir şekilde dünya tarihinin en önemli tenisçilerinden biri olan Roger Federer'e gitti. Sonuç beni hüsrana uğrattı diyemem. Benden sadece bir yıl önce doğmuş bir adamın, hele ki Sırp bir çocuğun, okyanus ötesinde bu denli başarılı olması ve günümüzde dünyanın en iyi tenisçisine karşı böylesine harikulade bir performans vermesi takdir edilesi değildir de nedir? ![]() ![]() Arif ŞAHİN |
29 Ocak 05 |
![]() Erkekler finalini ise ilk seti 6/1 kaybetmesine karşın diğer setleri 6/3 6/4 6/4 alan Safin maçı 3-1 kazanmayı bildi. 100. yılında kendi evi ve seyircisi önünde Hewitt'i yenerek başarılı bir başlangıç ve 2. grand slam başarısını almış oldu. Sevgili Ali Arslan bu aralar biraz meşgul, Aus Open 2005'i sizlere tenis klinik açısından yorumlayalım. Onlarca hatta yüzlerce şey var. Ama benim bu turnuvada ilgimi çeken en önemli iki nokta şunlardı. Birincisi 51 ace ile bugüne kadar ki tüm zamanların bir maçta en fazla ace rekorunu kıran Joachim Johansson (Swe), Andrea Agassi'ye yenilmekten kurtulamadı. İsveçli oyuncu maçı 6/7 7/6 7/6 6/4 kaybetti. 51 ace attığına göre bir yarısı kadar topu Agassi raketi ile ancak dokunmuş, bir o kadarını da basitçe rakibine attığını düşünmek yanlış olmaz. Bu maçı unutmadan diğer bir çeyrek final maçına göz atalım. Oliver Rochus (Bel) ile Marat Safin. Bu maçta benim ilgimi çeken maçın bitiminde iki oyuncu el sıkışırken Rochus'un boyu Safin'in omuzuna ancak geliyordu. ![]() Turnuvada diğer dikkatimi çeken bir oyuncuda Rafael Nadal idi. İspanyol oyuncu Hewitt'e 5 set oynamasına karşın ve dördüncü seti tie breakten vererek maçı alamadı. Ancak henüz 18 yaşındaki oyuncunun deneyim kazandığı zaman otoritelercede Federer'e karşı gelebilecek en iyi oyuncu olduğu görüşündeler. Nadal, Rolland Garros'ta neler yapacak hep beraber izleyeceğiz. |
26 Ekim 04 |
2004 Tenis sezonu bayanlarda ve erkeklerde kapalı kort turnuvalarıyla devam ederken, gözler yavaş yavaş sezon sonunda yapılacak olan Master turnuvalarıyla, takım müsabakaları olan Davis Cup (erkekler) ve Federation Cup (bayanlar) müsabakalarına çevrildi. Bu turnuvalar pek çok oyuncu için önemli olmakla birlikte kuşkusuz bir Grand Slam turnuvasının anlamı çok daha farklı. Bu nedenle özellikle üst seviyedeki oyuncuların yılın 4. Grand Slam’i olan US OPEN bittikten sonra (Eylül ayı) yılın son turnuvalarına motive olmakta zorlandıkları görülür. Bazı oyuncular için Grand Slam’lerin bitmesi tenis sezonunun bitmesiyle eşedeğerdir.
|
11 Eylül 04 |
Amerika Acik Tek Bayanlar Yari Finalleri Not: Yazılar yurt dışından geldiği için Türkçe karakterleri değiştiremiyoruz |
![]() 11 Eylül 2004 Cumartesi |
|
|