Kantariye

Bu şiir Ankara Tenis Kulübü üyesi Yavuz Üstün tarafından yazılmıştır. Eski dille olması nedeni ile genç arkadaşlara kantarcı ne demek biraz anlatmaya çalışacağım. Aslında bizim sayfamızda böyle bir konuya yer vermek istemezdik. Ama ne yazık ki puanlarınızı gözünü kırpmadan yiyen bu spor nezaketi almamış kişileri belki biraz emekleriyle kazanmaya alıştırırız. Kantariye puanları bilerek kendi lehine ve belli etmeden yapan kişilere yazılmış çok güzel bir şiir. Dilerim kantarcılar okur.

th_22_2KANTARİYE bir ilimdir, herkese asan olur, Bu yolu sen de seçersen ne derdin tasan olur.
İlk kaide, bu bilimde, pişkinlik ve sürat tır, Utanan ve ağır kalan mantara basan olur.
Türlü türlü, her derece kantarlama mevcuttur, Biri sökmezse öteki mutlaka payan olur.
Kah çizgiler avuttur, kah dışı bile rayt olur, Bazen ise dörde altı dendiği zaman olur.
Başlangıçta tarafeyn çayı kabul etmişken, Bir bakarsın ki oyunun sonunda cayan olur.
Korttan topal ayrılanın, perdenin arkasında, Ayağı yerden kesilir, adeta taylan olur.
th_22_3
Bu illet bir bulaştımı şifa bulmak muhaldir. Ne sildirsen, temizlesen, nede tıkasan olur.
Baş öğretmen, birkaç şişman kadroyu tedristedir. Geri kalan bütün kulüp arkadan seyran olur.
Ters tarafa yelken açmış bazıları varsa da, Bu havada kaffesinin emeği ziyan olur.
Cidden büyük istidatlar mevcut olup mektepte, Mektebin bir numaralı şakirdi Hasan olur.
Baş öğretmen bu şakirtten öylece memnundur ki, Kendi eserine bazen, kendi de hayran olur.
Velakin o, çatal elde, yaklaşınca masaya, Billur iken kahkası, bulanır ayran olur.
Yalancının mumu söner, el se elden üstündür, Daha fazla laf edersek, fuzuli beyan olur.

Kimse ben kantarcıyım demez ama bir kaç turnuvada bunlar kulüplerde sabıkalı hale gelir. Hakemsiz oyunlarda ne gibi taktikleri vardır. Bir kaçını anlatayım. Sonra sinirlenip maçtan kopmayın. Sportmenlik görgüsü almış bir kişi teniste sizin kortunuzda arka çizgiye düşen topa karar hakkında bulunamaz, yani içerde veya dışarıda diyemez (Kort uzunluğu 24 metredir) Ama bunlar sizin burnunuzun dibindeki topa 25 metreden karışacak pişkinliğe sahiptirler. Ayrıca bunu durup dururken bilinçli itirazlarla sizi etkileyerek, hem moral hem de kendinizi şüpheye düşürmeye çalışırlar.

Diğer bir taktik önemsiz puanlarda örneğin 40-0 galip iken yan çizgide sizin şüpheli gördüğünüz bir topu büyük bir güven uyandırarak size verirler, ama iki tane set sayınızı arkasından götürürler. Bazıları daha sizin topunuz düşmeden ellerini kaldırarak dışarıda işareti bile yaparlar.

Çok güzel bir servis attınız. Ace oldu. Yani kımldıyamadan topu yedi. Ancak böyle bir durumda kantarcı top dışarıda olduğu için kımıldamadığını belirten bir davranışla ikinci servisi bekliyor gibi görünür!

Yenerse kendi yener, yenilirse binbir bahane bulur. Yani hep ağlama halindedir. Daha türlü numaralar. Bu tipler genç oyuncular arasında da veteranlar arasında da mevcuttur. Hırslarına yenik düşerler. Huylarından kurtulanı pek görmedim. Çoğu iyi sporcu havası taslarlar.

Hakem ile oynamak en iyi çözümdür. Teniste kendi kortunuzda oluşan kritik bir durumda, yani topun çizgiye dokunup dokunmadığı şüphesi varsa sayı ya karşıya verilir yada puan tekrarı istenir.

Ali AYAZ - 15 Mayıs 2003

 

Bu yazıya ek olarak "BİR VETERAN TENİSÇİYE AFORİZMALAR" yazısını tenissever'den Nedim Dikici'den ekliyorum. Kantarcılara karşı daha iyi korunabilin diye..

- Rakibini, hakemi, baş hakemi, seyircileri, tenis toplarını, hatta raketini bile düşman olarak gör.

- Düşünsene, düşmanını yok edersen "ulaşırsın".

- "Out" demekte hiç tereddüt gösterme. Tereddüt zayıflıktır.

- "Stratejik" düşün. Zararsız anlarda güven verici görün. Kritik anlardaki yalanların göze batmasın.

- Genç hakemleri, daha başlangıçta etki altına almaya çalış. Sanki hep haksızlığa uğrarmış ve buna isyan ediyormuş gibi davran.

- "Oyun, set ve maç" denmeden maç bitmez. Kaybetmen kesin gibi görünen bir maçtan bile umudunu kesme. Böyle bir durumda, rakibini, hakemi, olmazsa baş hakemi, hatta seyircileri bile çileden çıkarabilirsin. Çileden çıkan düşman her an hata yapabilir.

- Baş edemiyorsan oyun dışı saldırıları kullan. "Ne biçim bir vuruş, ne kadar ballısın, tüm maç boyunca şans senden yana" de. Bir şey demesen bile sürekli söylen. Seyircilere saldır, bir şey yapmamış olsalar bile, yapmışlar gibi davran.

- Kusursuz olsa bile, işlerin kötü gittiği anda hakeme hep itiraz et. Sınırları zorla. Ne kadar geri çekilirlerse o kadar ileri git. Bir sonuç elde edemiyorsan, çaktırmadan, örneğin "fault" olan bir servis
topu ile hakemi şişlemeye çalış. İnan bu seni rahatlatır.

- "Şişleme" işini seyirciye ya da rakibe de yönlendirebilirsin. Ama dikkatli ol. Çok doğal davranmalısın. Şişlenen kişiden, derhal ve içten özür dile. Bunun bir önemi yoktur. Önemli olan onun acı çekmesidir.

- Hiç risk görmediğin maçları mümkün olduğu kadar uzatmaya çalış. Şeytan azapta gerek. Ama dikkatli ol. Azıcık bir risk bile varsa, kaybedebilirsin.

- Her türlü maç saatine, sahaya itiraz et. Hiçbir şeyi beğenme. Unutma, sen sadece, ellerin çok terlediği için, rüzgar yüzünden, hakemin puanlarını yemesi, rakibinin durmadan topları şişirmesi, seyircinin edepsizliği, baş hakemin aleyhine çalışması, sahanın iğrençliği vb. nedenler yüzünden maç kaybedebilirsin ancak. Başka türlüsü mümkün değildir.

- Eğer ipliğin pazara çıktı ise, tüm düşmanlara karşı, imalı, doğrudan suçlanamayacağın söz ve hareketlerle karşı dur. Asla boyun eğme.

- Her şey ters gider de suçlanman kaçınılmaz olursa, tereddüt etmeden ve derhal özür dile. Unutma, günümüzde önemli olan sözdür, davranış değil.

- Sayıları çok dikkatli say, ama hep rakibe sor skoru. Kim bilir belki, atlar da lehine bir skor söyler. Hemen onayla. Eğer çalabiliyorsan hep büyük düşün. Acaba set çalabilir misin, hatta maç! Bazı küçük beyinler sayı ve oyun çalmakla yetinebilirler, ama sen asla yetinme. Nereye kadar gidebilirsen git. Set 5-4, 6-5 gibi skorlardan sonra gitmişse, 5-5, 6-6 diye iddia et. Düşünsene 2 oyun fark yüzünden set veya maç kaybedilir mi? Bu senin gibi bir Veterana yakışmaz. Hakem yoksa, iş
"hatırlamaya" kalır; bunu sakın unutma. Hakemsiz oynanan bir maçta son set 6-0 bittiği halde ve arada skor 5-0 diye yüksek sesle galip oyuncu tarafından ilan edilmesine rağmen, bir "üstadın" skor 5-3 diye iddia edebildiğini bile gördü bu gözler.

- Hakaret illa kaba saba sözlerle, küfürle yapılmaz. Artık bunlar çok geride kaldı. Yaratıcı ol, düşmanı kızdıracak yeni söz ve hareketler bul. Ağzından yanlışlıkla küfür çıkarsa, hep kendi kendine
söylendiğini iddia et. İnan düşman hedefin kendisi olduğunu bilir.

Nedim Dikici - 5 Eylül 2004

Okuma: 19897
Yorumlar (1)add comment

Yorum yaz

busy
Türkiye Tenis Federasyonu
Click for English
Click for English
Haberlere Ait Arşivimize Ulaşmak İçin Tıklayın...
MambWeather
Ankara
--- °C
Ankara °C | İstanbul °C | İzmir °C