Herkesin antrenör, veliler ve kendiniz için dikkat etmeniz gereken konu kabiliyet, yatkınlık ya da konumuz olan YETENEK genelde gözle izlediğimiz topa ve spora yatkınlıktır. Genelde insanlar tenis derslerinde ben çok kabiliyetsizim oynayamam gibi bir sürü yakınmalarda bulunurlar.

Yetenek istektir!

6-8 yaşından oluşan bir tenis takımı kuracağız. Takımı seçerken genelde yapılan uygulama fiziksel yatkınlığın incelenmesi ve koşu, top saydırma gibi hareketlerle çocukların yatkınlığının ölçülmesidir. Motor beceri denilen bu faktör bir takım oluşturulması için yeterli değildir. Yaşı küçük çocuklarda istek veya isteksizlik için hemen karar verilmemeli bolca teşvik ve motivasyon uygulanmalı. Kurs şekli yeri değiştirilmeli. Yetişkinlerde bu konularda kendilerini çekimser ( ben yatkın değilim, oynayamam gibi ) tutuma sokmamalı..

Yetenek hırstır!

1995 yılında Tenis Federasyonunun ENKA da düzenlediği kursta Alman Tenis Başantrenörü Richard Schborn geldi. Çek asıllı olan hoca İspanya'da yetenek tespiti konuları ile ilgili bir seminerdeki anısını anlattı. Bu gerçekten herkesin göz önünde bulundurması gereken bir konu. Seminerde yetenek seçimi ile söz alanların hepsi genelde motor beceri ile ilgili, yani gözle görülür yatkınlıkla ilgili takip ve tespitlerin yapıldığından söz ediyor. Oysa bir kişi Bjorn Borg'un antrenörü söylenenlerin hepsinin doğru olduğunu ancak bunlardan daha önemli şeyin istekli çocuklar olduğunu belirtiyor ve “Ben antrenmana erken gelen çocukları takıma alır ve bunun sürekliliğini kontrol ederim diyor. Eğer çocuk sizin istediğiniz kadar yetenekliyse şampiyon olur, ama normal yetenekli oyuncuların da severek tenis oynamaları, biraz fazla çalışmayla başarıyı getirir.

Yetenek sevmektir!

Zorla antrenmana gelen, sürekli bahaneler uyduran ve isteksiz çalışan kişilerden hiçbir sonuç alınmaz. Bol bol ben şöyleyim, böyleyim diye konuşurlar. Antrenör arkadaşlarımdan isteğimiz, ağızlarından çıkacak bir kelimeyle tenise hevesli çocukları bu yeteneksiz diye yakmamaları!

Yetenek antrenmana erken gelip gitmemektir!

İş hayatında ya da takımınızdaki istikrarlı kişileri izlediğinizde onların işlerini severek ve ciddi yaptıklarını ve başarının çok kolay geldiğini görürsünüz.

Yetenek çalışmaktır! Çalışan kazanır!

Şunu unutmayın tenis başta öğrenilmesi diğer sporlara göre zor olan bir spordur. Çocuklar ya da büyükler "Ben bunu yapamıyorum" gibi bahanelerle tenisten kopabilirler. Buna karşılık başta antrenör olmak üzere çeşitli sistem ve motivasyon yöntemleriyle öğrenciye başarı ve istek duygusu uyandırılmaya çalışılmalıdır. Eğer tenise yeni başlayacaksanız lütfen hırslı ve arzulu olun....

Bir çocuk buldunuz ve korttan çıkmıyor, gece raketle yatıyor işte şampiyon adayı!...Şunu da unutmayın körü körüne bilinçsiz çalışmak, aynı hırsta diğer rakibinizden geri kalmanıza neden olabilir.

Yetenek sürekliliktir!

Ali AYAZ
27 Mart 2002

* İsveç 10 milyonluk bir ülke olmasına rağmen Davis Cup Şampiyonluklarının yanı sıra ferdi alanda da B.Borg, M.Wilander, S.Edberg, T.Enquist, M.Norman, Johannson gibi her beş senede bir dünyanın bir numarasına çıkmış oyuncular yerleştirmektedir. Borg'un antrenörü zannediyoruz ki bizden tecrübeli ve nasihatlarına kulak verilmeli!

* Yetenek ile ilgili farklı bir bakış, araştırmada  ATP sıralamısında ilk sıralarda yer alan oyuncuların 12-13 yaşlarında iken sahip oldukları özellikler belirtilmiş. Ben size sadece genetikle ilgili olan ilginç iki maddeyi yazıyorum. 
1) Anne yada babadan en az biri tenisçi (burada tennis player yazılmış ama ne kadar tenisçi bunu bilmiyoruz)
2) Çocuk, genellikle ailenin ikinci çocuğu   ( Piotr Unierzyski ,Poznan Üniversitesinin Tenis Departmaný başk. derlemesi)

Ekleme tarihi 30-12-2006

Yorumlar (2)

Yorumları göster/gizle

 Yorum formunu göster/gizle