Gülberk Gültekin Salman
Adı Soyadı:
Gülberk Gültekin Salman
Doğum Yeri Tarihi:
Trabzon 4-4-1974
Tenise Başladığı Yer ve Tarih:
Trabzon, 1982
Backhand:
Çiftel
Medeni Hali ve Tahsili:
Evli, Lisans-University of Alabama at Birmingham (tenis bursu ile), halen Yüksek Lisans Marmara Üniversitesi
Kariyeri:
12-14-16-18-Büyükler Türkiye Şampiyonu, Milli Tenisçi, WTA Klasmanında en yüksek 391.
Türk Tenisi Hakkındaki Düşünceleri:
Tenis çok güzel ve nezih bir spor. Türk tenisinin ilerleyememesinin tek sebebi ise sponsorluk. Federasyon ve kulüplerin kısıtlı bütçeleri de bu sponsorluk işlevinde çok zayıf kalıyor ve bu desteğin artması öncelikle federasyonun özerkleşmesi ile daha da kuvvetlenecektir.Her sporda olduğu gibi tenis sporunda da kabiliyetli çok kişi var ancak yurt dışına açılmadıkça bu kabiliyetin hiçbir önemi olmuyor. Yıllardan beri biraz yurt dışında oynayan tenisçilerin parladığı görülüyor ve her geçen yılda da daha da iyi sonuçlar alınacaktır. En güzel örneği İpek. Sponsorlarına buradan teşekkürler, İpek kabiliyetini gösterdi ve devam da ediyor. Pemra da inşallah şimdi İpek’in yolunu izleyecek. İkisinin de başarılarını takip ederken gurur duyuyorum ve daha da iyi yerlere gelmelerini yürekten destekliyorum. Umarım sadece ikisi ile kalmaz diğer tenisçilerimiz de daha da iyi yerlere gelirler ve geleceklerine de inanıyorum. Daha önceki yıllarda kabiliyetini yurt dışına kısıtlı açan ya da açamayan çok tenisçi oldu. Keşke bireysel sporlara destek o zamanlarda başlasaydı, bugün daha da çok tenisçimiz başarılara imza atardı.
Genç Tenisçilere Tavsiyeleri:
Tenis çok çalışma ve özveri isteyen bir spor. “Tenisçi olmak istiyorum” diyen her gence tavsiyem özverinin yanı sıra disiplini de elden bırakmamaları. Eğer tenisçi olacaklarsa tenis bir hayat felsefesi olmalı ve tenisle yatıp tenisle kalkar hale geldiklerinde hayatlarını tenisin yönettiklerini hissetmeliler. Bu yanlış anlaşılmamalı tenis hayatı yönetecek ancak tenis hayat demek haline gelmeyecek. Ancak bu demek değil ki hayatta tenisten başka hiç bir şey yok. Hayatlarında mutlaka tenis dışında hobileri veya ilgi alanları olacak. Tenis bir gün aktif halden pasif hale geldiğinde ileriye dönük planlarının da hazır olması gerekecek ve burada da tahsilin önemi ortaya çıkacak. Tenis öncelikli bile olsa mutlaka tahsile de önem versinler.
Tenisle İlgili Bir Anısı:
20 yılda çok fazla anım oldu, hangi birini yazmak lazım bilemiyorum. Ama herhalde en güzeli Akdeniz Oyunlarında Duygu ile kazandığımız bronz madalya idi. İtalya’da oynanmıştı ve maçtan birgün evvel kafilemizin kalan kısmı Türkiye’ye dönmüştü. Duygu, Engin Kratzer (antrenörümüz) ve benden başka kimse yoktu. Maçı Italyanlara karşı oynuyorduk ve tahmin edileceği üzere tüm tribün İtalyanlardı. Engin Abi sağolsun biz puan alınca tek alkışlayan kişi idi. Maç o kadar hararetli ve yakın gidiyordu ki maçın son oyunlarından birinde servis bende iken kolumun titrediğini hissetmiştim. Maçı son sette kazandıktan sonraki sevincimizi sadece Engin Abi ile paylaşmak buruk idi ancak bilmediğimiz bir şey vardı. Tribünde bir de gazeteci arkadaşımız varmış. Biz tüm maç boyunca ettiğimiz küfürlere mi yanalım, yalnız olduğumuzu düşündüğümüze mi yanalım bilemiyorum.
Tenis Hayatı:
Tenis hayatım o kadar yoğun ve dolu ki nerden başlamak lazım bilemiyorum, ayrıca herşeyi de burada yazmanın uzun süreceğini de biliyorum. Bunlara başlamadan önce beni tenise başlatan Şenay Saydaş’a, tenisimi geliştirmeme yardımcı olan Engin Kratzer’e ve tenisimi ilerletmemdeki en önemli vesile olan Mert Ertunga’ya ve kulübüm Tenis Eskrim ve Dağcılık Kulübü’ne ve beni kulübe transfer eden merhum başkanım Behbut Cevanşir’e (ruhu şad olsun) hürmet, saygı ve teşekkürlerimi burada belirtmeden geçem. Tenise tamamen bir şans eseri olarak başladım. Şenay Saydaş’ın açtığı tenis kursuna annem beni yazdırmaya bir arkadaşından aldığı haber ile gitmiş fakat Şenay Bey kursa yazılımın kapandığını söylemiş. Annemin diretmesi üzerine denenmek üzere ilk defa gittiğimde üzerinde tenis kıyafeti ve raketi olmayan tek kişi bendim. Raketim olmadığı için de ödünç ve kırık bir raket ile başlamıştım. Yaşıtlarımdan daha iyi olmam ancak benden büyükler tarafından da dışlandığım için ilk yıllarım hep duvarla geçmişti. İlk oynadığım turnuvada ben 10 yaşında idim ve rakibim 16 idi ve 6-0 6-0 yenilmiştim. İlk birinciliğimi 11 yaşında merhum Selin Yamanus’a karşı kazanmıştım. O yıl 12 yaş ilk defa oynanmıştı ve bu kategoride ilk defa şampiyon olan tenisçi olarak ilkler zincirimin halkalarını oluşturmaya başladım. 13 yaşında Büyükler Kategorisinde Gül Güzelbey ile final oynamıştım ve 2 maç sayısı atıp kazanamamıştım. Hemen öncesinde Sayın Ergun Gürsoy sayesinde Amerika’nın Nick Bollettieri Tenis Akademisinde 3 ay tenis oynama şansı yakaladım. O zaman Monica Seles ile arkadaşlığımız olmuş ve antreman beraber yaparken onun sponsorunun oluşu ve benim olmayışı, Nick Bollettieri’nin beni akademiye tam gün istemesine rağmen (bu mektup hala bende saklı) gerçekleşmedi. O yıl ailem Cumhurbaşkanı’na kadar mektup yazmıştı ancak hiçbir yerden gerekli desteği alamadık. Sonrasında Monica French Open’da yarı final oynadı, ben de büyüklerde final oynuyordum! O yıldan itibaren sadece kendi yaş kategorim değil üst yaş 14-16-18 ve büyükler kategorilerinde Türkiye ve Klasman şampiyonlukları ve finallerim oldu. Bunların yanı sıra birçok Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM Kupalarım da oldu. Bayanlarda (büyükler kategorisinde) en çok Türkiye Şampiyonu olarak 8 kez birinci oldum. İlk milli maçımı 13 yaşında oynadım ve sonra Milli Takım’da birçok kez (sayısını hatırlayamıyorum) Türkiye’yi temsil ettim. 15 yaşında TED Kulübü’ne transfer oldum. 17 yaşındayken Emlak Bankasının sponsorluğunda oynadığım bir ITF turnuvasında o zamanın ITF sıralamasında 1 numarası olan Çek kızı yenmiştim. Emlak Bankası’nın sponsorluğu kısa sürdü ve sonrasında tahsilimi almak üzere Amerika’ya tenis bursu ile gittim. Amerika’da üniversiteler arası NCAA Div. I’de en yüksek 12 numaraya kadar yükseldim. Midwest ve USA Liglerinin 4 yıl MVP (En Değerli Oyuncu) ödüllerini ve ilk yıl da Newcomer of the Year (En İyi Yeni Oyuncu) ödülünü aldım. Türkiye’de düzenlenen ilk Satellite turnuvasında elemeden finale çıkıp ikinci olmuştum ve sonraki yıllarda yine Türkiye’de düzenlenen 2 turnuvayı hem tek hem çiftte kazanıp ilk turnuva kazanan bayan tenisçi oldum. Yine birçok turnuvada final ve yarı finallerim var. WTA sıralamasında en yüksek 398. sıraya geldim ve okulum olması nedeniyle sadece 7 turnuva oynayabilmiştim. Okulum bittikten sonra bir süre hem TED Kulübü’nün katkıları hem de cüzzi sponsorluklarla yılda 10-15 arasında turnuva oynadım ve bu dönemde sıralamada 500 civarında idim. Akdeniz Oyunları’nda Duygu Akşit ile Türkiye’ye ilk ve tek bronz madalyayı kazandırdık. Fed Cup’ta ve Avrupa Şampiyonası’nda başarılar kazanan takımın oyuncusu ve kaptanı oldum. TED Kulübü’nün yıllarca şampiyon olan takımının oyuncusu ve kaptanı oldum. Birçok kez Yılın Sporcusu, Yılın Tenisçisi, vs gibi ödüller kazandım. Benim için en güzel ödül ise 2004 Atina Olimpiyatları Meşale taşıyıcı olmam idi. Tenisçiler arasından beni seçmeleri daha da önemlisi bir tenisçi seçmeleri çok onur verici idi. Hayatımda yaşadığım en güzel günlerden biri idi.
Favori Oyuncuları:
Yerli: Gül Güzelbey, Alaattin Karagöz
Yabancı: Martina Navratilova, Boris Becker
Hazırlayan: Ali AYAZ - Ekim 2004
Gülberk Gültekin Türk Tenisine gelmiş önemli, unutulmayacak yeteneklerdendir. Bunda agresif oyunu, uzun yıllar süregelen başarısını düşündüğümüzde yetiştirilmesinde katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz ve tecrübelerini Türk Tenisine aktarmasını istiyoruz. AA